14 Şubat 2013 Perşembe

Uzun bir aradan sonra

Uzun bir aradan sonra tekrardan merhaba demek istedim sana.
Yazma istegi gelmedi içimden nedense .
Bazen uzun cümleler kurmak yerine susmayı tercih ediyorum istemedende olsa .

2013 yılından beklentilerim diye uzun cümleler kurmak yerine hiçbir beklentim olmadıgını belirtmeliyim,
Geleceğe dair plan yapmamam gerektiğini öğrendiğimde henüz liseye gidiyordum yaşadığım kotu tecrübe desek daha dogru olur sanırım.
Hayatımı kaleme alsam hem cok guzel hikâyelerim var hemde cok hüzünlü.
Ben mesela büyümek istemiyorum.
Annem her zaman 25 yasındasin ama 10 yasında kucuk bir cocuk gibi davranıyorsun diyor sürekli ona gore bu kotu birsey ama bilmiyor ki ben içimdeki cocugu öldürmek istemiyorum.
Hem büyüdükce acılarımız çoğalıyor ne gerek var.
Daha az kitap okuyor daha cok kalp kırıyorum elimde olmadan.
Bana deger veren insanlardan adım adım uzaklaşıyorum.
Sevipte sonsuzluğa yolladığım insanlara her gecen gun bir yenisini ekliyorum.
Zor bir dönemden geciyor olmak cabası .
Birde babasını cok ozleyen bir cocuk olmak o iste en zoru.
Gecen gun ölümünün 10. Yılında onu ziyaret ettigimde topragın altında olduğunu bilmek ve onu görememek insanın canını zaman geçtikçe daha cok acıtıyor. Bu acı hic bitmiyor sadece yasamaya alışıyorsun.

Mart ayında yapacagım uzun yolculuk bana iyi gelecek diye umuyorum.
Döndüğüm zaman yep yeni bir hayata baslarcasına çizgi çekmem gerekecek.
Aşık olmamalıyım mesela aşk bana yaramıyor yalnızlığı seviyorum ben hemde alışılmışın dışına cikmak insanın dengesini bozar.
Daha fazla kitap okumaliyim , cevremdekilere verdigim degerin fazlasını kendime vermeliyim, guzel bir is bulup guzel bir başlangıç yapmalı belkide bu sehirden uzaklaşmalı kısacası kendim için bir seyler yapmanın vakti geldi geçiyorda...
Çekip gitmek gerek bazen geriye dönüp hic bakmadan.
Bu sefer emin adımlarla ilerlemeliyim hatasız kısacası kusursuz olmalı.
Yeni bir blog acmakta gelmedi degil içimden ama farkeder bir şey olmayacaktı hem bu sayfamdan vazgeçmemi gerektircek bir şey yok.
Daha sık ziyaret etmek istiyorum seni.
Benden simdik bu kadar.

27 Ağustos 2012 Pazartesi

Çizgi

Geçmişin üzerine koskoca bir çizgi çekmekti
Payıma düşen, bütün yaşanmışlıkları silip atmak,
Yepyeni bir hayata başlamak...
Zor olmadı...

Değer mi?

Birine değer verirsin,
Onu kimseyle kıyaslıyamazsın,
Herkes kötüdür birtek o iyi.
Dünya onun etrafında döner.
Arkadaşlarınla daha az görüşürsün
o üzülmesin, onunla daha fazla vakit geçirmek için
Bazılarıyla arana mesafe koyarsın,
Sen bunları yaparken,
O hep daha fazlasını ister senden,
Hep bana hep bana...

Gel zaman git zaman bakarsınki
karşındaki hatalar yapar.

Afferdersin.

Birkez daha yapar,
Sen yine affedersin,
Sevgi kolay kazanılmıyor,
İnsan alışkanlıklarından vazgeçemiyor
diyerek herseferinde affederek
hata yapmasına müsade edersin.
Bu birkez daha, birkez daha devam eder.

Kimseyi suçlama tek suçlu sensindir.
Bir başkası için değişmekte neyin nesi?
Yada bir insanı değiştirmek...



23 Ağustos 2012 Perşembe

karma karışık

Uzun zaman oldu buralara uğramayalı,
Bu sefer ne yazıkki değişen birşey yok diyemiyeceğim.
Çok şey var değişen bana ve hayata dair.
Pişmanlıklarım var mesela görmezlikten gelemediğim,
hatalarım var birde çocuksu yanımın gizlemek istediği...

Keşke mantığımla hareket etseydim biraz diye kurduğum cümlelerim.

Boyumdan büyük laflar etmeyi sevmem pek.
Ne dediysem başıma gelmiştir, her zaman böyle olmuştur.
Bir yanım büyümelisin derken bir yanım çocuk kalıyor...

An oluyor düşünceme bir şey yerleşiyor

bu beni mutsuz etsede düşünmekteki ısrarım...

Yorum yapamıyorum yaşananlara gelişen olaylara.

Herkese yeten aklım bir bana yetmiyor.
Bu hep böyle olur zaten.

En mutsuz olduğum anda hayallerim geliyor aklıma

gerçekleştirdiğim ve gerçekleştirmek için çaba gösterdiğim.
Büyük bir bekleyiş içerisinde değilim elbet
ama olmayacak hayaller peşinde koşmakta sanırım artık bana göre değil.

Yoruldum...




17 Ağustos 2012 Cuma

Bir varmış bir yokmuş

Bir varmış bir yokmuş diye başlayan masallar hep mutlu son ile biterken masal gibi baslayan bu hikayede sen bir varmışsın hep yokmuşsun...
18/08/2012
00:30

23 Mart 2012 Cuma

Unutulan

Zaman hızla akıp gidiyor
Cok sey alıyor ömrümden
Herkes unutulmamış birşeylerin
Birşeylerin pesinden koştuğumu düşünüyor...
Unuttum diyorum...
Hayatımdan çıktığı günden itibaren yeri olmayan bir insan sadece.
Bittiği güne ait tarih bile tutmadım
Ciddiyetimin farkına varın artık.
Lütfen...

7 Şubat 2012 Salı

Babama ithafen...


Uykusuz geçen bir gecenin ardından
sabah uyandığımda boğazımda acı bır tat,
İçtiğim sigaranın bırakmış olduğu...
Bir bardak su ve dişlerimi fırçalayarak sorunun üstesinden
geldim neyseki, kötü alışkanlıklarım var benim...
İçimde bir yer'de acıyordu yalan yok.
Hani şu sol yanım varya orası...
Ters giden birşeyler vardı aslında,
dün sabahta mutsuz uyanmıştım.
Bir sigara daha yaktım üstüne,
Mutfakta oturdum, bağdaş kurdum.
Tıpkı yıllar önce çaresizlikten yaptığım gibi.
İçimden ağlamak geldi.
Ne kadar bardak varsa kırmak.
Sonra annem belirdi kapıda.
Oda uyuyamamıştı tabi kolay değil.
Bir sigarada bana ver dedi.
Sessizliği bozan sabaha dair kurduğu tek cümleydi.
Dokunsam ağlayacak.
Gözleri şişmiş belliki uyumamış gece.
Telefonum çaldı.
Kardeşim kadar sevdiğim insan günaydın dıyor bana,
Bugünün anlam ve önemini belirten kısa bir konuşma,
Ardından süre gelen sessizlik,
Göz yaşlarımı tutamam annem üzülmesin diye
kısa cümleler kuruyorum.
Tamam kardeşim, merak etme iyiyim.

İyi değilim...
Evet hani şu sol tarafım varya acıyor oysaki.
Aradan geçen zaman nedense birtek bu acıyı dindirmiyor.
Üzerine yenilerini ekliyor.
Tarifi zor, hani öyle bir acı ki bu sadece yaşayanlar bilir.
Birde bazıları anlamaya çalışır.

Bugün Sol yanım daha çok acıyor Baba...
Gidişinin 9 yılı.

Kapımızı 9 yıldır anahtarla kimse açmıyor.
Sofralarımızın eski tadı yok,
Çikolatalı gofretimi canım çekerse kendim alıyorum,
Sen gittikten sonra annem çok hastalanır oldu,
Her sene bır operasyon goruyor desem yeridir
Bundan 4 sene önce ocak ayının 18inde bir torunun daha
oldu ismi Naz bir cimcimeki sorma Baba.
Sanki büyümüşte küçülmüş, onuda çok seveceğine eminim.
Seni ona resimlerle anlatıyorum Aleyna ile olan resmini görünce,
Kucağındakinin Aleyna değilde kendisi olduğunu düşünüyor.
Yanına getirmeyi isterim aslında sende gör diye ama
Daha bu yaşta mezar gerçeğiyle tanışmasını istemiyorum.
Hem senin bulutların üstünde bizim gelmemizi beklediğni biliyor.
Anneme bazen Dedemin neden cep telefonu yok onunla konuşurduk
ben ona mesajla gülücük yollardım diyor.
Gülsek mi ağlasak mı bilemıyoruz o anlarda.
Aleyna desen kocaman oldu kucagındakı kucuk cocuktan eser yok.
Biraz ruhsuz biraz soğuk kanlı kendine has bir yapısı var.
Her hafta sonu bizdeler. Pansiyon görevi görüyor ev bi bakıma.
İrem desen Lise hazırlık okuyor şu anda.
Sen gittiğinde Naz'dan bir yaş daha büyüktü.
Çok ağlamıştı yokluğunda hala daha ağlar adın geçmesin evde.
Abim bekar başımıza kalıcak bak gör sen
Kolunu kırdı oda şimdi 3 hafta kadar alçıda kalıcak bakalım
Bakma onada çok çektırıyoruz aslında tek erkek ya,
Annem hala biricik oğluna kıyamıyor
Eskiden olsa kıskanırdım ama kıskanmıyorum artık
biz kaç kızız e torunlarda hesaba girince
o birtek erkek...
Ben anne olsam bende daha cok titrerdim herhalde...
İkizler desen onlardada elbetteki çok şey değişti.
Sen hayatta olsan bu derece olurmuydu acaba diye düşünüyorum bazen
ama olmazdı pek sanmıyorum.
Annemin sırtındada bu kadar yük olmazdı,
Belkide birşeyleri yapmadan önce çekinirdik kim bilir.
Bana gelince kendimle ilgili çok şey anlatabilirim sana,
Kızgınsın biliyorum hemde çok.
Hani bana hep derdin alkolü beraber alırız
ama sakın sigara içme diye,
Çok sigara içiyorum Baba,
Bırakmakta işime gelmiyor açıkçası,
Artık daha az hata yapmaya özen gösteriyorum,
Şımarığım hala ama nazım sana geçtiği kadar geçmiyor kimseye.
Hani portakalı çok seviyordun ya
Sen gittin gideli portakalı ağzıma bile koymuyorum.
Kendimi cezalandırıyorum belki ama,
mideden beslendiğin dönemde portakalı süzsek
tıkarmı bunu demen hala kulaklarımda.
Dediğin gibi doktor veya hemşirede olmadım.
Ama kimya okudum o şekilde vicdanımı rahatlatıyorum kendimce.
Hem hastanelerde labaratuarlarda çalışabilirim.
Annemin rahatsızlık döneminde dıyordum bazen
iş işten geçmiş sayılmaz biraz azimle olabilir diye
ama çokta uzun sürmüyor bu düşünce...
Hani sen gittiğinde kar vardı İstanbul'da
Bugün yağmur yağıyor ve çok soğuk...
Soğuk havaları sevmiyorum hem dışarda kalan evsizlerden dolayı
hem sen gittiğindede hava çok soğuktu...
Birde bizden uzak olman...
Artık eskisi kadar sık gelmiyorsun rüyalarıma,
Bir keresinde senin birtane daha çocuğun olduğunu görmüştüm,
Çok ağlamıştım. Sabah uyandığımda gözlerimde yaşlar vardı.
O gün sana çok kızgındım ve kalkar kalkmaz anneme sorduğum ilk soru
böyle birşeyin olma ihtimali?
Ara sıra son giydiğin pijamanı dolabından çıkarıp kokluyorum,
Seni koklamak gibi olmasada kendimi kandırıyorum işte.
Hala seni bir daha göremiyeceğimin gerçeğiyle yüzleşemedim.
Kabullenemedim elimde değil.
Geçen onca yılın ardından çok şey istemiyorum aslında,
Sadece bir kez sarılsam,
kokunu içime çeksem yeterdi içimdeki özlemi dindirmeye...
Sana dair daha çok uzun cümleler kurabilirim,
Aldığım nefestin mesela,
Kimseyle paylaşamadığım,
Herkesten kıskandığım,
Aşık olduğum ilk adam...
Bilsen ne kadar çok özledim seni...
Gittiğin yerde huzurlu uyu Baba,
Melekler korusun seni...
Kızın...