26 Eylül 2011 Pazartesi

Eylül akşamı, sahi Ekim ayındayız değilmi ?

Havalar keşke hiç soğumasa,
Dolaplarda hırkalar yerini almasa...
Ben yaz çocuğuyum arkadaş,
Sevmıyorum soğuk havaları,
2 mevsim olsa ve hep onu yaşasak,

İlkbahar ve Yaz...

Kış ve Sonbahar'ı seven insanlara
haksızlık olur sahi bunu düşünemedim.

Eylülde bitti,
Şimdi evde Efes , Türk Kahvesi,
Film, Dizi, battaniye, İnternet seansları başlar...
Uzun sürmese bari...

Kendimi çevremdeki
herkesden soyutladım desem yeridir.
Bu benim sorunummu hayır değil.

Uzun uzadıya cümleler kurmak istiyorum,
Ama bir yerde tıkanıyor nedense.

Hayatımda aldığım hiçbir karardan pişmanlık
duymadım diyemıyorum nedense.

Duydum hemde fazlasıyla.

Her neyse pişmanlıklarım,
yanlış kararlarım benimle kalsın...

Bir kızım olsun istiyorum...
İsmide yıllardır aklımda Ada...

Bu postu yazmamdaki amaç ne bilmiyorum...
Ama saati biliyorum,
Nede olsa karanlık hiç bitmiyor...
01:35...
Fena sövesim var birilerine...
Ben daha fazla saçmalamamalıyım en iyisi
İyi geceler

Her Neyse


Cumartesi gecesi iyi bir gece olmadı benim için,
Boğazım düğüm düğüm,
İçimde acıyan bir yer,
Bir , birkaç sebebi var veya yok.

Belkide içtiğim
kafamı mayhoş eden
içecektir sebebi kim bilir...

Çalan şarkılarında etkisi vardır elbet.
Yada bunların hepsi bahane,
Asıl sebep sadece ...
Her neyse...

21 Eylül 2011 Çarşamba

Aşık oluyorum Eyvah!


Bu ara bir şarkıyı sabahtan akşama kadar
hiç usanmadan dinler oldum.
Hatta sana bu postu yazarken bile çalıyor.

Sabah kalkar kalkmaz
aklıma bir düşünce takılır oldu
akşam yatana kadar aklımın bir köşesinde...

Hayır aslında sadece bir köşesinde değil
büyük bir köşesini kaplıyor...

Ben bu halimi nedense pek sevmedim...

Biz kadınlar
neden erkekler kadar cesaretli olamıyoruzki?

Evet sürekli aklımda olan bir insan var,
heran onunla sohbet edip
yeni birşeyler öğrenmek mutlu olmama yetiyor.

Daha fazla bir beklentimde yok aslında,
var ama yok.
Saçma bir psikoloji bunun bende farkındayım.
Çevremdeki herkese ondan bahsetmek isteğiyse
içimden gelen bir his engel olamadığım,
olmak istemediğim.
Sanada ondan bahsetsem sıkılmazsın değilmi?
Hep böyle zamanlarda kapımı çalıyorsun deme
Yazacak birşey bulamamamdan kaynaklanıyor...

Aşık oluyorum eyvah,
Yerimde duramıyorum...

20 Eylül 2011 Salı

Muyurt & Me :)




Bir insanı tanırsın,
uzun uzadıya cümleler kurarsın,
onda kendinden birşeyler bulursun,
hatta birçok şey bulursun...

Mail adresini istemeye çekinirsin,
yanlış anlaşılmaktan korkarak,
sonra bir adım atılır mailleşmeye başlarsın,
kayıt girmediğin zaman merak edilirsin,
sosyal ne kadar ağ varsa eklersin,
yetmiyormuş gibi birde telefonlaşmalar başlar :)
kızdığım birşey varsa bu kadar geç buluşmak olsa gerek.

O kadar çok ortak nokta varki
bazen onunla farklı annelerden doğmuş
olmamıza rağmen kardeş olup olmadığımızı tartışıyoruz.
Yaşanılan acılar, sevinçler, mutluluklar nerdeyse aynı.
Hatta bazen konuşurken aynı cumlelerı kuruyor olmamız şaşırtıcı...

He o çok daha temız kalplı,
benım içimden ara sıra bazı bazı
fesatlık geçmiyor değil :) ama onun hiç geçmez,
fırlamadır azcık, en az benim kadar şımarık...

Bayramın 3. günüydü ilk buluşmamız
ilk defa yüzyüze görüşecektik.
İçimde hiç tereddüt yoktu.
Nasıl olur? Nasıl geçer? Sıkılırmıyım?
Bu soruların hiç birini kendime sormadım.
Hatta aksine daha kendisini görmeden
bu kadar çok sevdiğim insanla ilk kez görüşeceğim
için heyecanlıydım :).

Buluşma yerimiz Taksim'di,
hatta Burger'ın önü :) .

Trafikten dolayı geciktim ben biraz,
Öylesine sabırlıydıki,hayran kaldım.
Belkide o gecikmiş olsa ben trip atardım,
kim bilir ama o konuyu uzatmadan
ben bılerek erken geldım gezmek istedim biraz dedi
konuyu bir daha hiç açmamak üzere kapattık,
kocaman sarıldık birbirimize sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi.

Konuştuğumuz paylaştığımız öyle çok şey varki
hepsinin üzerinden tekrar tekrar özet geçtik,
canımızı yakanlara sövdük, içtik, karnımızı doyurduk,
ikimizinde olmazsa olmazlarından biri türk kahvesi,
onuda içtik hatta fal bile baktırdık :)

Haziran gibi
evlenicekmişim
öyle dedi fala bakan teyze
daha çok sey soyledi,
tutturduklarıda oldu tabi amaa
Haziran aynında bir evlilik falan yok,
akıllı ol :) ne demişler fala inanma falsızda kalma.

Geçirdiğim en güzel günlerden biriydi,
bir yanımda tırtılım bir yanımda kuzum,
muhabbet desen zaten süper,
daha ne isterim ki ben :)
He bu şaşkını tanıyanlar vardır,
tanımayanlar için sizi şöyle alalım pleass :)
Ben melek değilim dediğine bakmayın,
birtek kanatları eksik muyurtumun :)




19 Eylül 2011 Pazartesi

uzun zaman dilimi

ne kadar uzak kalmışım senden,
ne kadar uzun mesafe girmiş aramıza,
oysaki
bir zamanlar bana en çok huzur veren şey sendin.
ben sana yazardım sen sesini çıkarmazdın,
belkide senin güzel olan yanın buydu...

aramıza giren mesafenin sebebi aslında
yazmaktan çok
anlatıp paylaşmaya ihtiyaç duyduğum bir dönemdi.
konuştuğum öyle pek fazla insan yok merak etme
bir elin parmaklarını geçmez.
hem senin yerini tutarmı bilmem.
ama sana uzun zamandan beri ihtiyaç duymadığıma göre
demekki tutuyor.

tanıdığım birkaç insanın burayı gelip okudugunu bilmekte
rahatsız etmedı dersem beni yalan söylemiş olurum.
sözüm meclisten dışarı sakın ha sizler üzerinize almayın
üzülürüm.

geçen zamanda neler oldu diyecek olursak,
inan buraya hangi birini anlatıcağımı bilmiyorum.
demekki çok şey değişmiş hayatımda,
ama benim adıma güzel olan gelişmeler bunlar.
en azından ben kendi adıma güzel oldugunu söyluyorum.
gezdim hemde fazlasıyla yaşanmamışlığın acısını çıkarırcasına,
eğlendim, sevdiğim insanlarla uzunca vakit geçirme şansım oldu,
fotoğraf çekilmeyi sevmeyen ben fotoğraflar çekildim,
eski bir dostla görüştüm,
saçmaladığımda olmadı değil oldu elbet
ama saçmalamayıda severim.
nescafeyi sade içiyorum uzun zamandan beri,
daha sert ve daha bir güzel geliyor tadı,
türk kahvesinin yerini tutmaz tabiki.

güzel bir gün yaşadım,
güzel bir dost tanıdım.
onu ayrı bir yazıda paylaşmalıyım,
yazdıgım yazı sadece ona özel olmalı.

herşey güzel gelişti hayatımda
geçen onca zamanda.
unuttuğum üzerine çizik attığım çok şey oldu,
geçmişteki yaşanmışlığı unuttum mesela,
bazı insanları hayatımdan çıkardım
kimilerinede güvenmemem gerektiğini öğrendim,
ben bunları yaşarken çok canım acıdı,
ama gerçek şu ki şuan mutluyum.
Beşiktaşımıda hiçbir zaman unutmadım
sana yazacaklarım bunlarla sınırlı değil,
anlatıcak daha çok hikaye var.
hayattan dilediğim bir tek şey ise
sadece sağlık...
benden şimdilik bu kadar.